Denizden bir damla koptu...
Billur mavi bir damla. Karaburun’a düşer düşmez açıldı.
Doğruldu damladan Müjdat...
Ak Libaslı Bedrettin yiğitleri, verdiler Müjdat’ın avcuna ateşlerini...
Gördüler kakülleri kıvır kıvır, Kehribar, Mercan Boncuklu, beş dal örüklü aydın yörükleri...
Gördüler kardan kalkamayan keklikler...
Gördüler Ege Dağlarının yanan ateşini
Dağlara yaslanır şimdi bizim efeler
Avuçları kor alev gözleri kara mavzer
Kırlarda şimdi umudun yeli eser
Efem Egeye benzer
Kolkola girince biz meyveye döner filiz
Yayılır koyaklardan düze iner sesimiz
Haydi efeler...
De yürüyün efelerim yeni doğan gün
aşkına hey
De yürüyün efelerim geldiğimiz dün
aşkına hey
De yürüyün özgürlüğe verdiğimiz can
aşkına hey
Büyüyor sevdamız yediveren gül gibi
Söylüyor efeler umudun zeybeğini